Elektrik üretiminin geleceğinde durak noktalarında biri olacak güneş enerji santralleri (GES), günümüzde önem kazanmaya başlamış, dünyada ve Türkiye’de giderek yaygınlaşmıştır. Yenilenebilir ve temiz bir kaynak olması, kısa sürede kendisini amorti etmesi sebebiyle bu santraller yatırımcıların ilgisini kazanmış ve rağbet görmeye başlamıştır.

İşletmelerin en önemli maliyet kanallarından biri olan ve % 85 oranında ithalat ile karşıladığımız enerji ihtiyacında kapsamlı çözümler üretmek adına güneş enerji santralleri oldukça önemli bir alandır. Enerjinin endüstrideki etkisinin farkına varılması ve doğanın da korunması amacıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim güneş enerji santrallerinin önemini bir kat daha artırır.

Enerjinin artan önemine bağlı olarak 27.10.2011 tarihli “Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik” ile birlikte hayatımıza giren enerji verimliliği ve bu çalışmaların bütününü kapsayan verimlilik artırıcı proje kavramları da güneş enerjisi ya da jeotermal enerji gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaşmasına zemin hazırlar.

Güneş enerji santrallerine yatırıma başlamadan önce iyi bir fizibilite çalışması yapılması gerekmektedir. Bu fizibilite çalışmasında öngörülen maliyet giderlerinin hesaplanması, güneş enerji santralinin kurulacağı yerin seçimi, kullanılacak olan fotovoltaik modüllerin belirlenmesi, seçilecek olan invertörlerin sayısı ve voltajına uygun olarak seçilimi önem arz etmektedir.

Benzer Yazılar